Nasreddin Hoca'ya sormuşlar:
- Hoca, her zaman "gelişmiş"lik platformunda oturan bir ülkeyle; yüzlerce yıldan bu yana, sadece "gelişmekte olan" bir ülke arasında ne fark vardır?
* * *
Nasreddin Hoca, gülümseyerek sakalını sıvazlamış:
- "Gelişmiş" ülkelerde, demiş; limanlar büyüktür, deniz ticareti büyüktür, adalet sarayları büyüktür, demiryolu şebekeleriyle hızlı trenlerin istasyonları büyüktür, kazançlar büyüktür.
Ve eklemiş:
- Yüzlerce yıldan beri sadece "gelişmekte olan" ülkelerde ise, bütün bunların yapılacağını vaat edenler büyüktür.
* * *
Mikrofonu her ele alışta, tarihi bir geçmişle övünüp duran bazı nutukçu demagogları gördükçe; Alman edebiyatının önde gelen şairlerinden Yahudi kökenli Henri Heine'nin, atalarıyla övünüp duran bir aristokrata karşı yaptığı benzetme geliyor akla.
* * *
Henri Heine, yine bir gün sülalesiyle övünüp duran aristokrata:
- Siz, demiş; tıpkı patatese benziyorsunuz.
Arisrokrat hiçbir şey anlamamış:
- Neden, diye sormuş.
- Neden olacak, patatesin de sadece toprak altında olan bölümü önemlidir; üstündeki hiçbir işe yaramaz.
* * *